Gençlerin Diyarı - Tüm Gençlerin ve Kendini Genç Hissedenlerin Buluşma Noktası

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Gençlerin Diyarı - Tüm Gençlerin ve Kendini Genç Hissedenlerin Buluşma Noktası

Hoş Geldin,;
Toplam Mesaj:0
Yaş:0

En son konular

» WebMaster Konuları
tarafından hipertansiyon Perş. Ara. 04, 2008 12:57 am

» Hareketli Resim Yapma Programı
tarafından ekrem Çarş. Kas. 05, 2008 6:27 pm

» BOZKURT DESTANI
tarafından hipertansiyon Salı Kas. 04, 2008 9:17 pm

» Benim Adım Kırmızı - Orhan Pamuk
tarafından hipertansiyon Salı Kas. 04, 2008 9:17 pm

» Doğal Sayılar - Dört İşlem
tarafından hipertansiyon Salı Kas. 04, 2008 9:17 pm

» Trigonometri
tarafından hipertansiyon Salı Kas. 04, 2008 9:16 pm

» Mevlananın Mübarek Sözleri
tarafından ekrem Salı Kas. 04, 2008 7:14 pm

» Amasya Görüşmeleri Ve Protokollar
tarafından ekrem Salı Kas. 04, 2008 7:09 pm

» beleş nickler
tarafından Red DeviL Paz Kas. 02, 2008 11:34 pm

» Büyük Zafer
tarafından hayat C.tesi Kas. 01, 2008 8:46 pm

En iyi yollayıcılar

hipertansiyon (461)
Çanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_leftÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? BarÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_right 
RaPCoLiK (141)
Çanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_leftÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? BarÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_right 
ѕυρéяTαNѕ!уøη (101)
Çanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_leftÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? BarÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_right 
Ares (72)
Çanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_leftÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? BarÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_right 
pclife (58)
Çanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_leftÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? BarÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_right 
egeli (39)
Çanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_leftÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? BarÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_right 
ekrem (37)
Çanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_leftÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? BarÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_right 
hayat (36)
Çanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_leftÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? BarÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_right 
ExeLans (29)
Çanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_leftÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? BarÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_right 
ilker1905ata (29)
Çanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_leftÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? BarÇanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Bar_right 

    Çanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu?

    Ares
    Ares

    Çanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Default2


    Erkek Mesaj Sayısı : 72
    Yaş : 33
    Nerden : Bursa
    Lakap : Ares
    Kayıt tarihi : 28/10/08

    Çanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu? Empty Çanakkale ve Mehmet Akif nasıl unutturuldu?

    Mesaj tarafından Ares Salı Ekim 28, 2008 3:30 am

    Çanakkale ve Akif nasıl unutturuldu?


    İnsan
    hafızası boşluk kabul etmez. Geçmişindeki bütün kayıtları, bugünü veri
    alarak sürekli yeniden gözden geçirir, tekrar hizaya sokar, kimisini
    eler, kimisini de öne çıkarır. Toplumların hatırlama mekanizmaları da
    biraz buna benzer.

    Toplumlar da başlarından geçmiş olayları
    içinde yaşadıkları günün “dikiz aynası”nda belirdiği kadarıyla
    hatırlarlar, yoksa kimsesizler mezarlığına defnederler.

    Bugün
    18 Mart’ı hatırlayan vardır da, 16 Mart’ı hatırlayan, anan var mıdır?
    İyi ama 16 Mart İstanbul’un işgal günüdür ve o gün İngilizler
    Şehzadebaşı Karakolu’nu basarak masum askerlerimizi hunharca şehit
    etmişlerdir. Tarihimizin bu hakikaten acı günü, 1960’lara kadar
    özellikle İstanbul’da anılır, 16 Mart şehitlerini yeni nesillerin
    unutmaması için adeta çırpınılırdı. Ne yazık ki, unutulup gittiler.
    Allah’tan ki, 18 Mart genel olarak “Şehitleri Anma Günü” ilan edildi
    de, unutulan kim varsa o gün hatırlayabiliyoruz.

    Sonra şu var:
    Biz son yıllarda yapılan yoğun etkinlikler, programlar ve yayınlar
    sayesinde zannediyoruz ki, 18 Mart 1915’ten itibaren Çanakkale zaferine
    sahip çıkılmış, gençliğe atalarının bu vatan uğruna katlandıkları
    fedakârlıklar olanca görkemiyle anlatılmış ve aktarılmıştır.

    Bu
    kanaatteyseniz fena halde yanıldığınızı söylemek zorundayım. Zira
    Çanakkale, Enver Paşa’nın -ne yalan söylemeli, biraz da cephelerden
    gelen yenilgi haberlerinin üstünü kapatmak için- Çanakkale’yi yeniden
    gündeme getirme gayretlerinden sonra uzun bir unutulmuşluk devresine
    girildi. Atatürk, bilinen ilk resmi Çanakkale ziyareti sırasında (1928)
    bir şehitlik yapılması emrini vermiştir. Ancak bu “emir” de,
    bürokrasinin örümcek ağına takılmış, yıllar yılı savsaklanmıştır.

    Cumhurbaşkanı
    sıfatıyla Atatürk’ün Çanakkale Savaşı hakkındaki bilinen ilk resmi
    demeci, 1934 yılına rastlar. Bu konuşma da, aynı yıl, Anzakların
    Çanakkale’yi ziyaretinin hemen ardından yapılmıştır ve ilginçtir,
    Anzakları kucaklayan bir mesajdır. Törenlerde okuması için dönemin
    İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya verilen bu metni hatırlayalım mı?:

    “Bu
    memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada dost
    bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler,
    Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan
    evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz.
    Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde
    rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra
    artık bizim de evlatlarımız olmuşlardır.”

    30 Nisan 1934’te
    Avustralya’da çıkan “Melbourne” gazetesinde yayınlanan yazılı
    açıklaması ise şöyledir: “Gelibolu Yarımadası’na yapılan çıkarma
    hareketi ve muharebeler, burada kanlarını dökenlerin kahramanlığını
    bütün dünyaya kanıtlamıştır. Bu savaşa katılan milletler için bu
    savaşın sebep olduğu kayıplar ne kadar yürekler acısıdır.”

    İşte
    Çanakkale zaferi ilk kez o yıl bildiğimize yakın bir şekilde
    kutlanmıştır. Daha önce de bazı törenler yapılmaktaydı elbette ama
    bunlar genellikle resmi zevatın katıldığı ve kuru nutuklarla
    geçiştirilen ruhsuz törenlerdi. O kadar kuruydu ki, yetkililer lüks bir
    vapurun yumuşak koltuklarına kurulur, Çanakkale önlerinde demirleyen
    vapurun içinde, karaya adımlarını atmaksızın gazetecilere demeçler
    verir ve sonra kaptana ‘Çek evladım İstanbul’a’ diyerek geriye
    dönerlerdi. Tabii basın da bu açıklamayı kısa ve kuru bir haber
    şeklinde mütevazı bir köşecikte aktarırdı. O kadar.

    Düşünün,
    Çanakkale şehitlerine bir anıt inşası için ciddi bir adım atılması bile
    Menderes dönemine rastlar. 1933’te Nihal Atsız, Fethi Tevetoğlu, Nejdet
    Sançar ve Tevfik İleri gibi milliyetçi gençlerin gayretleriyle başlayan
    ve tam 9 gün süren sivil Çanakkale gezisi, basın tarafından rahatsızlık
    verici bir ‘olay’ haline getirilmişti. Hatta gençlerin aralarında para
    toplamak suretiyle bir Çanakkale şehitleri anıtı yapılması girişiminde
    bulunmaları karşısında zamanın CHP Genel Sekreteri Recep Peker, “Bu
    işin sonu kötü olur” tehdidinde bulunmuştur.

    Neden acaba?

    Anladınız
    tabii, o zamanlar Çanakkale henüz İngiliz birlikleri Çanakkale’de
    bulunuyordu ve İngilizlerin bulunduğu bölgeler tel örgüyle çevriliydi.
    İzinsiz içeriye girilemezdi. Bu durum, 1936’da imzalanan Montrö
    Antlaşması’na kadar devam etti ve Türk askeri ilk defa Çanakkale
    Boğazı’na o yılın Temmuz ayında girebildi.

    Peki İngiliz işgali
    altında bulunan savaş bölgesinde bir şehitler anıtı yapımı kimi
    kızdırırdı öncelikle? İngilizleri tabii ki. Sonradan Başbakanlık
    koltuğuna da oturacak olan Recep Peker de İngilizleri kızdırmak
    istemiyordu. Ağzından çıkan “Bu işin sonu kötü olur” sözünün asıl
    anlamı, “Türkiye’nin başını belaya sokacaksınız çocuklar” değil midir?

    Sade Çanakkale’ye mi yönelikti unutkanlığımız? Ne gezer! Keşke öyle olsaydı.

    Bildiğiniz
    gibi bu yıl hükümet, İstiklal Marşı’nın kabul ediliş tarihi olan 12
    Mart’ı aynı zamanda kanunla “Akif günü” ilan etti. Lakin bu bizi
    yanıltmasın: Mehmed Akif resmi unutkanlıktan nasibini, 40’ı çıkana(!)
    kadar fazlasıyla tatmıştı, yani Akif, günümüzden 30 küsur yıl önceye
    kadar ölüm yıldönümlerinde resmen hatırlanmaz ve anılmazdı. Halk sahip
    çıkıyor, devlet unutuyordu. İlginçtir, sonunda halkın dediği oldu.

    İşte
    Kültür Bakanlığı tarafından çıkarılan, yani resmi bir yayın olan “Millî
    Kültür” dergisinden bir haber (Sayı: 2, Şubat 1977, s. 80.):

    “İstiklal
    Marşı’mızın yazarı, millî şair Mehmed Âkif Ersoy, ebediyete
    intikalinden 40 yıl sonra, ilk defa devlet eliyle anıldı. (…) Rıfkı
    Danışman, milli şairimize devletin de kadir-şinaslığını belgeleyen ilk
    Kültür Bakanı oluyordu.”

    Belirtelim ki, Mehmed Akif’in bu ilk resmi anılışı, 29 Aralık 1976 gününe rastlar.

    Şaşırdınız,
    biliyorum ama tarihin ambarı, doğru sandığımız izlenimlerle ve
    hafızamızın bugünü geçmişe de yayma ve yansıtma arzusundan, daha
    doğrusu alışkanlığından doğan çuval çuval yanılsamalarla doludur.

    Mustafa ARMAĞAN

      Forum Saati Salı Kas. 26, 2024 6:08 pm